Bitkilerin Dilini Zamanla Öğrendim !

Bitkilerin Dilini Zamanla Öğrendim ! ;Bestecilik, solistlik, oyunculuk, sunuculuk ve mimarlık kariyerindeki başarısı ile 7’den 70’e herkesin gönlünde taht kurmayı başaran Erol Evgin’in aynı zamanda tam bir doğasever olduğunu biliyor muydunuz? Polenezköy’de yeşillikler arasındaki evinin bahçesine konuk olduğumuz Erol Evgin ile Paydaş okurları için mekânın ruhuna uygun bir söyleşi gerçekleştirdik.

Polonezköy’de yeşillikler içindeki bu eve yerleşme ve bah- çenin oluşum hikayesini paylaşır mısınız?

Polonezköy’deki bu ikiz evi kardeşimle birlikte yapalı yaklaşık 22 yıl oluyor. İlk zamanlar Polonezköy’ün yolu stabilizeydi. Suyu, elektriği yoktu. Şimdiki gibi ağaçlar içinde de değildi burası. Bu arsayı alınca bin tane ağaç diktik. Çam, sedir, ladin, meyve ağaçları… Polonezköy Karadeniz iklimine sahip, dolayısıyla Karadeniz iklimine özgü olan ladin ağaçları buraya güzel uyum sağladı. Ayrıca Karadeniz’de orman içlerinde görülen orman gülü olarak da tanınan Rhododendronlar da bahçemizin bitkilerinden. Onlar muazzam gül açıyorlar ve kocaman ağaçlar oluyorlar. Bu ev ve bahçesi 10 dönüm bir araziye kurulu. Esasında bakımının zorluğu nedeni ile bu kadar büyük bir arazi istemiyorduk. Ancak burada küçük araziler yok. Yapılaşma çoğalmasın diye böyle bir yol izlemişlerdi. Zaten şimdi de köy ve çevresi tabiat parkı.

Türkiye’de bahçecilik kültürünü ve bahçe sevgisini nasıl buluyorsunuz?

Eskiden bahçe kültürü bizde de vardı. Köşklerin bahçelerinde atkestaneleri olurdu. Çünkü atkestanesi sivrisineği önler. Ama şimdi bunların hepsi kesildi, yerlerine apartmanlar dikildi. Şimdi balkona sıkışmış bir bahçe kültürü var sanırım. Yoğun göç büyük kentlerde konut sıkıntısı yaratıyor ve bir rant oluşuyor. İnsanlar bahçe ve yeşil alanları konuta dönüştürüyor. Bu betonlaşma kentin doğasını ve eko sistemini de bozuyor. Ancak şunu da söylemeliyim ki son yıllarda özellikle İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin park ve bahçecilik anlamında güzel çalışmaları var. Başkan Kadir Topbaş, benim mimarlıktan da okul arkadaşımdır. Hakikaten, parklar, bahçeler, yollar, refüjler çiçeklerle donatıldı. Bazen bizim bahçemizden daha iyi parklar görüyorum çevrede.

Bahçenizde hangi ağaç ve çiçek türleri var?

Ladin türü çamlar ve köknar yetişiyor. Meyve ağaçlarından en çok kiraz var. Burası esintili olduğu için kiraz kurtlanmıyor. 15 kiraz ağacından epeyce kiraz aldık bu yıl. Tabii hepsini tüketmemiz mümkün değil. Kuşlar ve sincaplar da yiyor kirazdan. Ayrıca dut, ceviz ve fındık ağaçlarımız var. Bunun yanında küçük bir bostanımız var. Burada, salatalık, domates, biber ve yeşillikler de oluyor.

Bahçenizdeki bitkilerle aranız nasıl? Siz de onlarla ilgileniyor musunuz?

Paydaş derginizi okuyan herkesin toprakla, bağ-bahçe ile ilişkisi vardır muhakkak. Ben de bahçemle yakından ilgileniyorum. Bahçeye alışmış bir insan olarak artık apartman dairesinde yaşayamam diye düşünüyorum. Bitkilerin de dili var. Eğer onlara kulak verirseniz ne istediklerini görebilirsiniz. Ben de zamanla onların dilini öğrendim. 20 yılı aşkın zamandır bu bahçe var ve artık bu bitkiler ve ağaçlar bizim çocuklarımız gibi oldu. Tabii bir de Mesut Bey (Tektimur) gibi dostlarımız var. Onu arıyoruz, bitkilerle ilgili bilmediklerimizi soruyoruz, önerilerini dinliyoruz. Bu konuda destek almadan olmuyor.

Ailenizin diğer bireylerinin bahçe ile arası nasıl?

Bizim bahçemizde herkesin bir ağacı var. Kızım Elvan’ın kendi diktiği bir köknar ağacı var. Benim Himalaya sedirim var, eşimin çınar ağacı var. Önde torunum Erol için diktiğim bir yaprağını dökmeyen manolya var. Torunlarımız da bahçeye geldiklerinde çok mutlu oluyor. Çok seviyorlar ağaçları ve bitkileri.

Bahçenizde en sevdiğiniz ağaç veya bitki hangisi?

Benim gözbebeğim olan bir mavi ladinim var. Yatak odamızın penceresinden de görünüyor. Ama bitkilerin hepsi güzel tabii. Ortancalar evimizin önünü süslüyorlar. Mesut Bey de bize ortancalar için gübreler gönderdi. Bu yıl coştular hakikaten. Güllerimiz var, sardunyalarımız, küpe çiçeklerimiz… Hepsi birbirinden güzeller gerçekten.

Bitkilerinizin sağlığı için neler yapıyorsunuz?

Önceden yanmış hayvan gübresi kullanırdık. Bu gübre de her bitkiye iyi gelmiyor. Özellikle çiçeklerde hayvan gübresi bitkiyi yakıyor. Endüstrinin sağladığı imkânlarla işler çok daha profesyonel yapılıyor. Verim artıyor, hastalık ve zararlılardan korunan bitkiler yetiştirilebiliyor. Tabii her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz bitkilerle ilgili. Burası orman alanı olduğu için çok sık hastalık geliyor ağaçlara. Bu hastalıklarla baş etmek de zor. Bu nedenle mücadelede medeniyete ihtiyacımız var.

Aynı zamanda bir mimar olarak kendi yaptığınız konut projelerinde, bahçe düzenlemesi konusunda nasıl bir anlayışınız var?

Eskiden bahçe kısmında peyzaj mimarlarından yardım alıyordum. Bahçem olduktan sonra artık bu işi de kendim yapıyorum. Kitaplar okuyorum, nereye ne dikilir, ekilir bunları öğreniyorum. Bir binanın bahçesini dizayn ettiğimde bakıyorum yan binalar da etkilenip bir şeyler dikmeye başlıyorlar. Örneğin konutun yoluna, tretuvarlarına bir şeyler dikiyorum. Bunlar büyük maliyetler değil aslında. Komşular da özeniyor. Bu yeşillik çevreyi de mimari projeyi de güzelleştiriyor.

Kaynak : PAYDAŞ

Zir.Müh.İlkay ÇORMAN

Sitemizde bulunan bazı ürün grupları ;

Domates Tohumu Rio Grande Küçükçiflik

Marul Tohumu Yazlık Kıvırcık 010 (Arapsaçı) Küçükçiftlik

SINERGON 2000 – Cifoagro

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir